|
|
|
|
|
 |
|
|
|
 2008 ilk çeyreğinde dünya değişiyor, biz ise koptuk!
Bu sütunu yakından takip edenler iki gündür görmüşlerdir ki, dünyada reel sektör ile finansal sektör birbirinden ayrıştı. Finans problemli ama reel sektör devrilmedi. Fakat biz uçmuş durumdayız!
Uzun vadeli sosyal ve siyasi sorunları olan ve geleceğe kötümser bakan ama AB üretiminin üçte birini yapan Almanya’nın ve Sarkozy’ye rağmen toparlanan Fransa’nın katkıları ile, İngiltere, İspanya ve İtalya gibi sorunlu ekonomilere rağmen toparlanan AB’de, dünya çapındaki dalgalanmaların esas nedeni olan ABD’de ve sürekli sürüngen Japonya’da, tüm finans kesimi sorunlarına rağmen 2008 yılı ilk çeyreğinde göz yaşartıcı reel büyüme yaşanmakta. Artık ABD ve dünyanın çok büyük bir resesyon yaşamayacağı ortaya çıktı. Durgunluk ve dalgalanma resesyon değil!
En son haber G7 ile ilişkili. Bilindiği gibi G7 topluluğu, ülke olarak, ABD, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve Japonya’dan oluşuyor. Ortalamada, çeyrekler itibarıyla GSYİH reel büyümesi yüzde 0.5 olan G7 ekonomisi 2008 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0.48 büyüdü ve bu yıllık hıza çevrildiği takdirde yüzde 1.92 eder. Yani G7 ortalama büyüme hızı ile büyüyor. Unutmayalım, G7 içinde sorunlu İngiltere ve İtalya da bulunuyor.
Özetle dünya artık büyümeden çok, enflasyona dikkat etmek zorunda ve faiz yükselmeleri başlayacak. Hafifçe dolar değer artışı gözlenmesi de gerek.
Ancak siyaset, sosyoloji (din demek aslında) ve ekonomiyi bulamaç edip, popülizm, ideoloji ve kötümserlik çorbası üretip, ortalığı karıştıran akılsız ülkeler sürünmekte.
Kim bunlar? Mesela Arjantin! Halbuki Arjantin’de ticaret fazlası var, cari denge fazlası var, bütçe de açık vermiyor. Çünkü 80 milyar dolarlık dış borcun üstüne yattılar, sattıkları tarım ürünlerinin de fiyatları azdı. Üstelik devrimci Chavez’den de fon buldular ve balayı yaşamaya başladılar. Ekonomi yüzde 9 hızla büyümeye başladı. Futbol ve tangoya devam ediliyor.
Ama Arjantin’de faiz bugün yüzde 14 düzeyine geldi. Enflasyon ise son ay verisi itibarıyla yüzde 23 düzeyine dayandı ve vatandaşlar ise eski günlere dönüp, yeniden dolar satın almaya, hesaplarını dolara ve dışarıya taşımaya başladılar. Son haftada Arjantin Merkez Bankası 1 milyar dolar satarak dövize hücumu önlemeye çalışıyor. Hükümet düşen popülaritesini düzeltmek için, gıda fiyatlarını ve elektrik, su gibi kamu hizmeti fiyatlarını sabitledi. Fakat hükümet, dünya piyasalarında artan tarım ve gıda fiyatları nedeni ile, tarım ürünleri ihracatçısı olan ülkede, tarım ürünleri ihracatından devletin aldığı vergiyi artırarak bütçe finansmanı sağlamaya çalıştı, hükümete karşı grev ve kavga başladı. Bu ortamda ekonomiden sorumlu Bakan da tarım sektörünün baskısı sonucu istifa etmek zorunda kaldı. Hükümet fon bulmak için Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine ve sosyal güvenlik sistemi fon birikimlerine el atmak zorunda kalıyor.
Arjantin’in destekçisi petrol zengini Venezüella’nın Chavez’i ise, yüzde 8.5 büyüme, 23 milyar dolar dış ticaret fazlası ve 20 milyar dolar cari denge fazlası ile ve sıfır bütçe açığı varken, faizi yüzde 8 düzeyine çıkardı, işsizlik yüzde 8.2 ve nisan enflasyonu ise yüzde 29 düzeyine zıpladı. Bu süreçte Venezüella süt sıkıntısı bile yaşadı. Chavez sanayi sektöründe her şeyi devletleştiriyor!
Peki ya biz? Biz de Arjantin ve Venezüella gibi dünyadan ayrıştık. Koptuk!
Laik-dindar kavgası, türban, parti kapatma, Ergenekon, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, asker, medyada yalanlar derken, “kaşınma” kelimesinin de tasvir edemeyeceği kadar kutuplaşılmış ve gerilim dolu bir noktaya gelmiş bulunuyoruz!
Hayırlısı! |
|
|
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
