AYTAÇ HÜNAL  
 
  Bakan Mehmet Simsek ile sohbet 15.03.2025 08:48 (UTC)
   
 

      Bakan Mehmet Şimşek ile sohbet!

Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir uluslararası toplantıda konuştu ve ertesi gün de çok sayıda ekonomi yorumcusu ve medya mensubu ile görüştü. Kendisi en azından 10 yıldır, yurtdışında çalıştığı dönemden tanıdığımız Bakan Şimşek bu medya toplantılarında, kamuoyunu, neler yapıldığı ve neler planlandığı konusunda aydınlatmak için, bazı bilgileri medya mensuplarına aktardı.

Üzerinde çok önemle durduğu bir konuyu aktarıp Bakanlığının ve kendisinin neler ile uğraştığı konusunda da bilgi vereceğiz.

Bakan Şimşek en çok Orta Vadeli Mali Çerçeve açıklaması ve popülizm ithamlarından şikayetçi. Bir konunun altını kuvvetle çizdi. Orta Vadeli Mali Çerçeve Türkiye’nin hazırlamak zorunda olduğu bir şey değildi. IMF kendisi, bir program bittiği zaman, orta vadeli bir görüş ortaya koymak mecburiyetinde. Bunun için ise makro tahminler gerekiyor. Bu nedenle 2008 yılı başı itibarıyla IMF kendi elde olan makro tahminlerini kullanmış. Türkiye kendi bütçe ve kendi makro tahminlerini ise bir süreç içinde yapmakta. Ama IMF tarafından hazırlanan Orta Vadeli Mali Çerçeve konusunda da anlaşmak durumunda. Bu nedenle OVMÇ ilan edilmiş ve niyet mektubuna dahil edilmiş, ama IMF’in biraz geriden gelen makro verileri ilan edilmemiş. Bu süreçte Maliye Bakanı Unakıtan’ın enflasyon daha yüksek, büyüme daha yavaş olur söylemi ile kamuoyuna makro bir beklenti verildiğini de unutmayalım. Özetle OVMÇ IMF’in kendisinin yapmak zorunda olduğu ve bizim de uygundur şeklinde tasvip etmemiz gereken bir şey idi, ama OVMÇ makro verisiz yapılan bir şey değil diyor.

Şimşek, Bakanlığının başlangıcında parti programı ve manifestosu ile ilişkili işlerle uğraşmış. Sonra iç piyasada rekabeti sağlamak ve uluslararası alanda rekabet gücü sağlamak için ve işgücü piyasasını ve istihdamı yeniden düzenleyebilmek için gerekli olan adımları planlamaya girişmiş. İstihdam ile ilişkili yükleri azaltma konusunda düzenlemeler yapılmış. Sonuçta ücret içindeki vergi yükünün OECD düzeyine inmesi sağlanıyor. Şu anda büyük bir sorun da kıdem tazminatı ile işsizlik sigortasının bir arada var olması konusu.

Şimşek ikinci ağırlık verdiği konunun enerji piyasası olduğunu vurguluyor. Enerji fiyatının piyasa ile uyumlu olmasının, bütçe gerekçeleri nedeni ile değil, enerjinin verimli kullanılması için şart olduğunu vurguluyor. Enerjide sihirli kelimeler tasarruf ve verimlilik. Enerjide bir dolarlık fiyat artışının 530 milyon dolar dış denge sorunu yarattığını ve geçen yıl 73 dolar olan ortalama spot enerji fiyatının elli dolar artıp 123 dolara çıkmasının 25 milyar dolar ekstra açık yarattığını vurguluyor. Böyle giderse cari açığın tümünü enerjiden kaynaklanacağını görebiliriz diyor. Ancak ülkemizin en önemli sorunlarından olan (belki de en büyük sorunu olan) enerjide farklı enerji kaynakları yaratmak konusunda planlama yapıldığını vurguluyor. Hidro santrallar özel sektöre devrediliyor, rüzgar enerjisi ciddiye alınıyor ve en önemlisi nükleer enerji üretimi (elektrik için ) için gerekli yasanın altyapısının bitmiş ve Yap-İşlet-Devret sistemi için eylül ayında ihale yapılacağını söylüyor. Dağıtım şebekesinde özelleştirme ve serbestleştirmenin de artık ihale safhasına geldiğini de ekliyor.

En hassas olduğu konulardan bir de sosyal güvenlik reformu. Sosyal güvenlik ve sağlık düzenlemeleri konusunda muhalefetle yakın bir işbirliği yaptıklarını ve talep edilenlerin çok büyük bir kısmını yasaya kattıklarını söylüyor. Bu nedenle hukuki bir sorun olmaması gerektiğini düşünüyor. Reform yapılmasa idi 2075 yılında açığın milli gelirin yüzde 375 kadarına bile yükselebileceğini söylerken, bugün atılan adımlarla 2075 yılındaki açığın kabaca yüzde 120 düzeyine çekildiğini gündeme getiriyor.

Bakan cari denge açığının altında yatan, ihracat ve üretim yapısındaki sorunları aşmak için değişiklik sağlamak üzere ARGE konusunda yönetmelikler geliştirildiğini de gündeme getiriyor.

IMF konusunda ise artık Türkiye’nin IMF kaynağına gereksinmesi olmadığını söylüyor, ama IMF ile ilgili bir takıntı olmadığını da vurguluyor...

Sonuçta, ülkemizde en büyük sorunun iç siyasi belirsizlik olduğunu ve belirsizliğin tüketim, yatırım ve büyümeyi son derece kötü şekilde etkilediğini anlamamız gerektiğini söylemekte. Bu belirsizlik ortamında makro açıdan en büyük sorunun, mesela reel büyüme konusunda tahmin yapmak konusunda yaşandığının da altını çiziyor.

Bakanın akademik vizyonu olan, sakin ve alçak gönüllü bir kişi olmasının medyamız tarafından pek doğru yorumlanmadığını düşünüyorum. Biz kendisi ile konuşmaktan çok faydalandık. Bakanın enerji ve tabii sosyal güvenlik ve sağlığın en büyük sorun olduğu ve siyasi belirsizliğin ise en büyük risk unsuru olduğu söylemine aynen katılıyorum!
 
 
  Aytac Hunal 151820071074
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  Ntv Haber
NTV - Ekonomi Haberleri
  Piyasalar
  Tarihte Bugun
  Gazeteler
Bugün 20 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol