|
|
|
|
|
 |
|
 |
ABD önseçimlerinde durum
North Carolina ve Indiana eyaletlerinde yapılan adaylık önseçimlerinden sonra Hillary Clinton’ın Demokrat Parti Başkan adayı olma ihtimali biraz daha azaldı. North Carolina eyaletinde Obama, Clinton’a karşı % 15’e varan bir farkla önseçimleri kazandı. Indiana’da ise bir hafta önce kazanacağından çok emin görünen Hillary Clinton, Obama’dan ancak % 1.4 fazla oy aldı. Bu galibiyet Clinton için neredeyse bir yenilgi sayıldı.
İki eyalette alınan sonuçlardan sonra seçilmiş delegelerde Obama, Clinton ile arasındaki farkı 13 kişi artırırken, dört süper delegeyi de saflarına kattı. Demokrat Parti ileri gelenleri, Clinton’ın yarışı bırakmasını tavsiye ediyor ama Clinton son güne kadar adaylık için mücadele edeceğini açıkladı. Clinton kurmayları ufak da olsa adaylık yarışını kazanmaları için bir ışık görmekteler. Önseçim yapılacak olan altı eyaletten West Virginia, Kentucky ve Puerto Rico’da Clinton’ın, Montana ve South Dakota’da ise Obama’nın kazanacağına kesin gözüyle bakılmakta. Clinton’ın ümidi Oregon eyaletinde Obama’ya karşı çok az farkla kaybetmek veya seçimi kazanmak. Bu durumda süper delegelerden kararsızların çoğunluğunun oyunu kendine çekeceğine inanıyor.
Her iki eyalette verilen oylar, diğer eyaletlerde verilen oy özelliklerini devam ettirdi. Afro-Amerikalılar % 90’ının üzerinde Obama’ya oy verirken, beyazların % 60’ı Clinton’ı tercih etti. 17-64 yaş arasındakiler % 60’a varan çoğunlukla Obama’ya, 64 yaş üzerindekiler ise aynı oranda Clinton’a oy verdiler.
Obama’nın Demokrat Parti adayı olmasının tercih edildiği diğer bir gösterge de kampanya için toplanan bağış miktarı. Mayıs ayı başına kadar Obama 240 milyon dolar bağış toplarken, Clinton’a destek 195 milyon dolarda kaldı. Clinton, seçim kampanyasını finanse etmek için ek olarak kendisinin ve Bill Clinton’ın servetinden 11 milyon doları harcamak zorunda kaldı. Delege durumuna gelince: Önseçimle gelen delegelerden 1811’i Obama, 1662’si ise Clinton taraftarı. Süper delegelerden bugüne kadar oyunu beyan edenlerden 254 tanesi Obama, 264 tanesi de Clinton için oy kullanacağını belirtmiş durumda. Aradaki fark on delegeye inmiş durumda. 278 delege ise henüz oyunu belirtmedi. Ancak bunların da çoğunun eyaletlerindeki önseçim sonuçlarına göre oylarını kullanacağı biliniyor. Bu sebepten Obama’nın adaylık şansı daha fazla görünüyor.
Barack Obama’nın Demokrat Parti Başkan adayı olasılığı arttıkça, şimdi başka sorular ağırlık kazanmaya başlıyor. Bu soruların en önemlisi seçmen acaba bir Afro-Amerikalı’yı Başkan olarak kabul edecek mi? Demokrat Parti adayı olmakla, ABD Başkanı olabilmek ayrı ayrı şeyler. Ve Başkanlık yarışında ırk önemli bir unsur olacak. Bilindiği gibi John F. Kennedy’nin 1962 yılında Başkan seçilmesiyle ilk defa WASP (White-Anglo Saxon-Protestan) olmayan bir adayın ABD Başkanlığı’na seçilmesi gerçekleşmişti. Kennedy ilk Katolik ABD Başkanı’ydı. Şimdi de beyaz ırktan olmayan bir adayın Başkan seçilmesi söz konusu. Ünlü kamuoyu araştırma kuruluşu Gallup yaptığı araştırmalarda, 1937 yılında Afro-Amerikalı bir Başkan adayının seçilmesi olasılığını anket sorularına dahil dahi etmemişti. 1960 yılında çok az kişi böyle birini seçebileceklerini belirtmişlerdi. Geçen yıl (2007) yılında ise % 5 bir Afro-Amerika’lıyı asla seçmeyeceklerini beyan etmişti.
Öne çıkan diğer bir konu da Obama ile ABD’de çok ciddi bir anlayış değişikliğinin geleceği. Özellikle Demokrat Parti içerisinde 16 yıldır egemen olan Clinton politikaları ve kadroları neredeyse tümüyle değişecek. Yeni nesil politik kadrolar büyük bir değişim yaratacaklar. Obama’nın Demokrat Parti’ye kazandırdığı binlerce yeni seçmen ve bağışçı, partiye taze ve yeni bir enerji kaynağı olmakta. Senatör Edward Kennedy’nin sözleriyle: “Yakın tarihte Clinton’ların Demokrat Parti tarihine katkıları, ülkeye getirdikleri barış ve refah hiçbir zaman unutulmayacaktır. Ancak seçimler gelecek içindir, geçmiş için değil. Yeni bir döneme giriyoruz. Önümüzde yeni ufuklar var”. |
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|