|
|
|
|
|
 |
|
 |
Gıda krizinde yeni önlemler
Temel gıda maddeleri fiyatlarının son bir yılda hızla artmasının başlıca sebeplerinden birinin biyoyakıt üretimi olduğu iddia edilmekte. Özellikle Kuzey Amerika’daki mısır üretiminin büyük bölümünün etanol üretiminde kullanılmaya başlanması ve 2050 yılına kadar da giderek artması planlanan etanol üretimi, üretim alanlarının artmasına karşın, fiyatlarda düşüş görülmeyeceği tahminlerini doğruluyor.
Dünyayı saran gıda krizine karşı çalışma yapan firmaların başında büyük Alman kimya devi Bayer geliyor. Tarım koruma bölümü başkanı Berschauer, gıda krizi konusundaki görüşlerinde iddialı. Berschauer’in söylediklerini özetlersek; önümüzdeki beş yıl içerisinde dünya gıda fiyatları 2000 yılı seviyesine düşmeyecek. Son yılların gelişmeleri devam ederse, ki edeceği en büyük olasılık, 2050 yılında dünyada kişi başına düşen tarıma uygun toprak alanı 1950 yılında olanın üçte birine düşecek. Gelecek on beş yıl içerisinde Çin’in et tüketimi iki katına çıkacak. Dolayısıyla yem bitkileri fiyatlarında da artışlar görülecek.
Yaptığı geniş kapsamlı araştırmaların sonuçlanmasıyla, biyoyakıt üretiminden en büyük kazancı sağlayacak kimya firmalarının başında, dolaylı da olsa, Bayer firması geliyor. Bayer biyoyakıt üretimi dolayısıyla mısır ve diğer gıda maddelerindeki fiyat artışını önlemek için yeni bir proje geliştirmekte. Geliştirilmekte olan “Jatropha” bitkisi yüksek oranda yağ içeren fakat besin değeri olmayan bir bitki. Bu bitki tarıma elverişli olmayan topraklarda da yetiştirilebiliyor. Böylece bilinen besin bitkilerinin ekilemediği topraklarda da “Jatropha” ekilebiliyor ve yetiştirilebiliyor.
Bayer firmasının ayrı bir araştırması da sıcağa karşı dayanıklı, kurak ve tuzlu alanlarda yetiştirilebilen bitkiler yetiştirilmesi için yapılan çalışmalar. Böylece dünyanın belli bölgelerindeki zor tarım koşullarını aşarak besin maddeleri yetiştirilmesini sağlama amacı hedefleniyor.
Geliştirilmekte olan yeni sulama teknikleri ve ürün çeşitleri yanında daha fazla ürün veren tohumların geliştirilmesine de çalışılmakta. Yeni elde edilen kolza tohumlarının Kanada’da uygulamalarının sonucu % 20-30 daha fazla yağ içeren ürün elde edilme başarısı gösterildi.
Bu araştırmalar yapılırken Almanya’da biyoyakıt üretimi yeni bir yönde gelişmekte. Almanya Çevre Bakanı Gabriel, Almanya’da otomobil yakıtlarına karıştırılan biyoyakıt oranının %5 seviyesinden %10 seviyesine çıkarılmasını öngören planından kısa sürede vazgeçmek zorunda kaldı. Almanya’da biyoyakıt olarak kullanılan etanolun genelde tahıldan üretilmesi, dünya tahıl fiyatlarının artması sonucunda çok yüksek fiyatlara mal olmaya başladı. Gerçekte tahıl fiyatlarındaki artışın temel sebep olarak biyoyakıt üretimine bağlanması, iki milyar tonluk dünya tahıl üretiminin ancak 108 milyon tonunun biyoyakıt için kullanıldığı düşünülürse, pek doğru sayılmayabilir.
Almanya’da biyoyakıt üretiminde kullanılan yüksek fiyatlı tahıldan sağlanan etanol yerine Brezilya’dan ithal edilen, şeker kamışından elde edilmiş etanolun kullanılması ucuz fiyatı dolayısıyla tercih edilir oldu. Benzine karıştırılan etanolun %80’i ithal edilmeye başlandı. Ucuz ithal etanol dolayısıyla da tahılı hammadde olarak kullanan etanol işletmeleri teker teker kapanmaya başladı. 2007 yılında mevcut 620.000 ton yıllık kapasitenin 200.000 ton kapasiteli bölümü üretime son verdi.
Şimdi bir haber de Pankobirlik mensuplarına verelim.
Bayer şirketinin yukarıda belirttiğimiz çalışmaları dışında Almanya’da biyoyakıt üretimi için yeni yol daha açılmak üzere. AB kotalarının getirdiği kısıtlamaların her yıl azalması Almanya’daki şeker pancarı ekiminin artırılması için yeni alanların açılmasını sağlamakta. Biyoyakıt üretimi şeker pancarı üreticileri için yeni imkânlar sağlamakta. Şeker pancarından üretilen şekerden Brezilya’da olduğu gibi biyoyakıt üretilmesi ilk akla gelen yol. Büyük şeker şirketleri bu amaçla yeni alkol üretim kapasiteleri için yatırım yapmakta ve planlamakta. Bu kapsamda Danisco AG şirketinin 100.000 ton/yıl ve Nordzucker AG şirketinin 130.000 ton/yıl kapasiteli tesisleri işletmeye alınmak üzere. Uzun vadede Almanya’da üretilen etanolun % 50’sinin tahıldan, diğer
% 50’sinin de şeker pancarından üretileceği düşünülmekte.
Belki biz de pancarı devlet korumasından çıkarıp, kendi ayağı üzerinde durabilen ve üreticisine rekabet şansı veren bir ürün haline getirebiliriz. |
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|