|
|
|
|
|
 |
|
 |
Gıda fiyatları ve para politikası!
Son dönemde dünyada gözlemlenen fiyat artışlarına iktisatçı gözüyle bir bakış ve analiz getirmek gerekirse, Nisan 2008 tarihinde yayınlanan IMF Avrupa Bölgesel Raporu’ndaki incelemelerden faydalanabiliriz.
Mayıs 2007 tarihinden bu yana gıda fiyatları, tüm dünyada dolar bazında yüzde 40 artmış bulunuyor. Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya’da iklim şartları kaynaklı arz daralması yaşarken, birçok ülkede biyoyakıt üretiminde artış da fiyatları yukarı iten önemli bir faktör oldu. Petrol ve diğer tür enerji fiyatlarındaki artış da tarım üretim maliyetlerini yükselterek (mesela gübre ve enerji ) gıda fiyatlarında artışa neden oluyor.
Ancak gıda fiyatları neden gelişmiş ülkelerde daha düşük ve gelişen ülkelerde daha yüksek gıda fiyatı enflasyonuna neden oluyor? Bunun anlaşılması gereken çeşitli nedenleri var.
Birincisi, gelişen ekonomilerde gıda fiyatları fiyat endekslerinde çok daha fazla ağırlık sahibi. Çünkü gelir düzeyleri düşük. 2007 yılında mesela Avrupa’da gelişmiş ekonomilerde tüketici fiyat endeksinin içinde gıda payı yüzde 14 civarında. Yeni ABD üyelerinde yüzde 22, ve Belarus, Ukrayna ve Arnavutluk gibi ülkelerde ise endekste pay yüzde 40. Türkiye’de ise yüzde 28!
İkincisi, birçok gelişen ülkede tarım ürünleri fiyatlarının düzeyi gelişmiş ekonomilere göre daha düşük. Belli bir miktar nominal fiyat artışı bu nedenle gelişen ülkelerde daha büyük bir yüzde artış anlamına gelmekte. Yani fiyatı gelişen bir ülkede 20 dolar olan bir şey gelişmiş ülkede 30 dolar ise ve uluslararası gelişmeler fiyatı tüm ülkelerde 40 dolara çıkarıyorsa, gelişmiş ülkede yüzde 33 artış, gelişen ülkede ise yüzde 100 artış gündeme gelmiş oluyor.
Üçüncüsü, 2007 yılında birçok ülkede yerel hava ve iklim şartları , o ülkeye mahsus, üretim yani arz sorunları yarattı ve gıda fiyatları azdı. 2007 yılında Bulgaristan’da tarım fiyatları yüzde 30 artarken, Romanya’da yüzde 17 düştü. Macaristan’da artış yüzde 13 olurken Türkiye’de yüzde 6 civarında artış gerçekleşti. Fakat bu yerel farklılıklar geçici etkilerdir diye düşünmek gerek.
Dördüncüsü, dış ticarette globalleşme ve ülkeler arasında ücret düzeylerinde bir miktar yakınlaşma da gıda fiyatları enflasyonunun arttıran bir faktör. Gıda ürünlerinde dış ticaret hızla artarken, dış âlemde fiyat artışı birçok ülkede iç fiyatın da ihracat yapılan ülkelerin fiyatlarına doğru yükselmeye başlamasını getirdi. Birçok gelişen ülkede gelir artışı olması da yerel talebi artıran unsurlar (Çin ve Hindistan gibi ülkeler mesela). Ancak bu trend kalıcı olarak algılanmalı.
Peki Türkiye dahil, gelişen ülkelerdeki politika belirleyicileri gıda sektöründen başlayan fiyat artışı ve enflasyonist baskıya nasıl reaksiyon göstermeliler? Enflasyondaki hızlı artışa reaksiyon göstermek gerekli. Yani para politikasında ücret-fiyat artışı sarmalının etkisini frenlemek için özellikle dalgalı kur uygulayan ülkelerde para politikasının sıkılaştırılması gerekli.
Vatandaşa da enflasyonu artıran etkilerin büyük çapta geçici olduğu anlatılmalı ve fiyat kontrolu gibi tarihsel hatalara gidilmemeli.
Tabii en çok etkilenen en fakir gruplara sosyal yardım ile yaklaşmak gerekebilir.
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|